
Varlıklarını sürdürmek için göçebe yaşayan Dukha Kabilesi Moğolistan Sayan Dağlarında yaşıyorlar. Onları Asya’daki diğer kabilelerden ayıran en önemli özellik “Ren Geyiklerini” evcilleştirmiş olmaları. Sayıları beş altı yüz civarı olan bu göçebe halk, Moğolca ‘da “Ren Geyiği İnsanı” anlamına gelen “Tsaatan” diye adlandırılıyorlar.
Ren geyiklerinin sütüyle beslenen Dukhalar, göç ettikleri zaman da onları tıpkı bir at gibi binmek için kullanıyorlar. Mecbur kalmadıkça eti için geyikleri kesmeyi tercih etmiyorlar.
Duha Türkleri için geyik, hayat demek. Ren geyiği sürüleri besleyen Duha Türkleri, bu hayvanlar sayesinde hayatta kaldıklarını düşünüyor. Geyiklerin eti, sütü, postu, yünü, boynuzu, kısacası her zerresi Duhaların temel gıda ve geçim kaynağı. Bundan elde ettikleri hayatlarını idame etmek için kullanıyorlar.
Ren geyikleri Duhalar için aynı zamanda taşımacılıkta da kullanılan binek hayvanı. Yük taşımada kullandıkları geyikleri at gibi sürüyorlar ama bu sadece çok soğuk kış mevsiminde mümkün çünkü geyikler havalar ısındıkça dayanıklılığını kaybediyor. Duhalar da bu nedenle geyik sürülerini baharla birlikte daha yüksek yerlere götürüyor. Isınan havada binek hayvanı olarak da geyik yerine at kullanıyorlar.
Duha Türkleri, ren geyiklerinin sayısını artırmaya çalışıyor. Şu anda ilk taygada 600, daha uzaktaki ikinci taygada bin kadar geyikleri var. 2019 yaz mevsimi verilerine göre geyiklerin yavrulamasıyla bu sayının 2 bine ulaşması hedefleniyordu.
Dukha halkının belli bir lideri bulunmuyor herkes eşit koşullarda yaşıyor. Avcılık yapıyorlar ve avdan elde edilen et ava katılan ya da katılmayan herkese eşit olarak dağıtılıyor. Yani eşitliği bir yaşam felsefesi olarak benimsemiş durumdalar. Belki biraz da bunun etkisiyle, ailelerde genellikle kadınlar aile reisi konumunda kabul görüyorlar. Dukhalar avcılık dışında yabani yemişleri de toplayıp besin maddesi olarak tüketiyorlar. Türkçenin lehçelerinden birini konuşuyorlar. Dukha halkı zorlu coğrafi koşullarda göçebe olarak yaşasalar da belki de dünyanın en huzurlu ve mutlu halklarından olduklarını düşünmek oldukça kabul edilebilir görünüyor. Böylesi güzel bir halk dileriz varlığını daima sürdürebilirler…