Hayalgücünün Zaman Ötesinde Bir Masal İkonu: “Pamuk Prenses’i Yazar Olarak Hayal Edelim


     Gözlerinize inanamayacaksınız! Karşınızda klasik Pamuk Prenses kıyafeti, omzunda sevimli sincabı, yanaklarında o masum kızarıklığıyla oturuyor. Ancak bir dakika… Elindeki o parlak nesne de ne? Aman tanrım, bir MacBook! İşte size zamanları aşan, türleri harmanlayan, gülümseten bir manzara.
     Bu görüntü, hayal gücünün sınırsızlığını mükemmel şekilde yansıtıyor. Düşünsenize, Pamuk Prenses bile çağa ayak uydurabiliyorsa, bizim hikayelerimiz neler yapamaz ki? Belki siz de kendi masalınızı modern dünyaya taşımak istersiniz. Rapunzel’in saçlarını drone ile kestirdiği bir hikaye? Neden olmasın!
Yazmanın özü tam da budur: Alışılmadık olanı hayal etmek, gelenekseli modern olanla buluşturmak.               Pamuk Prenses’in kabarık elbisesiyle ergonomik sandalyeye sığmaya çalışması gibi, biz de fikirlerimizi yeni kalıplara sokmaya çalışırız. Komik görünebilir, ama işte yaratıcılık budur!
Hayal etmek, yazmanın ilk adımıdır. Belki siz de Külkedisi’ni bir startup kurucusu olarak hayal ediyorsunuzdur. Ya da Uyuyan Güzel’i bir narkolepsi uzmanı olarak? Neden yazmayasınız ki? Pamuk Prenses bile blog yazabiliyorsa, sizin hikayeniz de bir şansı hak ediyor!
     Ancak hayal etmek yetmez. O fikirleri kelimelere dökmek gerekir. Pamuk Prenses’in ekrana odaklanmış hali, bu çabanın güzel bir örneği. Yazma süreci, bazen yedi cüceyle bir evde yaşamak kadar zorlu olabilir. Ama sonunda ortaya çıkan eser, tüm çabaya değer.
     Peki ya gülümsemek? Ah, işte yazmanın en tatlı kısmı! Pamuk Prenses’in yüzündeki o muzip gülümsemeye bakın. Eminim az önce “Orman Krallığı” adlı Instagram hesabına yeni bir post atmıştı. Yazmak, kendimizi keşfetmemizi ve gülümsememizi sağlar.
     Bu fantastik görüntü bize şunu hatırlatıyor olmalı: Yazmak ciddi bir iş olabilir, ama aynı zamanda bir oyun, bir macera, zamanlar ve dünyalar arası bir yolculuktur. Hayal gücümüzü serbest bıraktığımızda, Pamuk Prenses’in parmakları klavyede dans ettiği gibi, kelimelerimiz de kağıtta dans eder.
     Öyleyse, sevgili genç yazar adayları, bu manzaradan ilham alın. Klasik ile moderni, hayal ile gerçeği, gülümseten ile düşündüreni birleştirin. Kendi Pamuk Prenses’inizi yaratın; ister uzay gemisinde, ister denizaltında, ister metaverse’te olsun. Çünkü yazının büyüsü, tam da bu beklenmedik birleşimlerde gizlidir.
Hadi, klavyenizin başına geçin ve sorun kendinize: “Neden ben de yazmayayım?”

WebPeri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir