KALEMİNİZ ÇIPLAK

     Korkak bir ruh, şaşaalı kelimelerden örülmüş bir zırhla korunan yüreğin içerisinde saklanır. Ama ne fayda ki düşünürün göle maya çalması gibi kaleminden aşkın sadece yürekten geçtiği masalını birilerinin fark edip takdir etmesi umuduyla yaşar. Üçüncü beşinci anlamlarla işlenmiş dizelerle ruhuna esaslı bir tokat atma korkusunu bastırırcasına karnaval tadında sesli nağmelerle zarif ve asaletli görünmeye çalışır. Belki de dile gelse prematüre sözcüklerinin bile inanmayacağı nutuk kıvamında dizelerle mecaz ve taşlamalarla yol almaya çalışır. Bu çaba sonuç verir gibi görünse bile aşkın rutine aykırı doğasıyla dans edecek kadar bile cesur değildirler. Açılmakta zorlanan beyin kıvrımlarının aşkın ikinci, üçüncü, bilmem kaçıncı duraklarına yola çıkmak zorunda kalmamasını ümit edip aşka ona dar geldiği gün batımı kadar aşikar olan mütevazilik elbisesini giydirmeye çalışırlar. Halbuki aşk devrimdir. Sonuçları değiştiren en büyük devinimdir.
     Açıkçası yürekli bir kalemşörden duyacakları “Kaleminiz Çıplak” eleştirisini duymaya güçleri yoktur. Oysa ki aşkın yürekten geçmeyen diğer manalarına yolculuk etmenin zorluğundan daha can yakıcı olacağını bilemezler. Bilseler zaten kelimelerle dans etmenin zorlu bir imtihan olduğu gerçekliğiyle hemen yüzleşmeleri gerektiğini kabul edebilirlerdi. Aşkla yoğrulmuş acılara katlanmaktan daha can acıtıcı olmayan açılmamış yeni beyin kıvrımlarını açma savaşına gönüllü koşarlar ve “Kaleminiz Çıplak” tokadının nerede ne zaman kendilerine vuracağını nasılsa ölüm de var kolaycılığıyla beklemezlerdi…
     Yazmak yüreğinden geçenleri hayalleriyle sentezleyebilenlerindir. Bu da yazmaya namzet olanların kendi iç devrimlerini yapmış olmalarıyla mümkündür…
     Mükemmel kalem yoktur. Yeni ufuklara yolculuk etmekten vazgeçmeyen kalem vardır… Kalemi yol arkadaşı yapan yazarlara selâm olsun…

WebPeri

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir